Şok itiraf geldi! Seçil Erzan: ‘Bu insanların aza tamah etmemeleri beni bu hale getirdi’

Bakırköy’de özel bir bankada müdürlük yapan Seçil Erzan, ortalarında Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera üzere ünlü futbolcuların da olduğu çok sayıda kişiyi 55 milyon dolar dolandırdığı teziyle tutuklanmıştı. Erzan tarafından dolandırıldığını tez eden ünlü isimler de tek tek adliyeye giderek savcıya tabir vermişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Seçil Erzan’ın da ortasında olduğu 7 bireye dava açılmıştı.

Açılan davanın birinci duruşması bugün yapıldı. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya 4’ü tutuklu sanık katıldı. Müştekiler Volkan Bahçekapılı ve Emre Çolak’ın da ortalarında bulunduğu kimi müştekiler de duruşmada hazır bulundu.

SEÇİL ERZAN’IN AVUKATI REAKSİYON GÖSTERDİ

Duruşmada müşteki avukatlarından Rezan Epözdemir taleplerini lisana getirdiği sırada Seçil Erzan’ın avukatı Nazlı Karaaslan reaksiyon göstererek, “Benim müvekkilim bayılacak burada CMK dersi mi alıyoruz” dedi. Epözdemir ise meslektaşının yaptığını nezaketsizlik olarak değerlendirerek, “Asıl 55 milyon dolandırılmış müştekiler bayılacak” dedi. Alınan taleplerin akabinde sanıkların kimlik tespitine geçildi. Kimlik tespiti yapılan Seçil Erzan yer bilimi mühendisi olduğunu fakat şu an çalışmadığını ve aylık gelirinin de olmadığını söyledi.

“HER ŞEY GEREKSİZ ÖZGÜVENİMDEN BAŞLADI”

Kimlik tespitinin akabinde savunmasına geçen Seçil Erzan, her şeyin gereksiz özgüveninden ve kimseye hayır diyememesinden başladığını söyleyerek, “Benim görmezden geldiğim küçük küçük şeyler halbuki çok çok büyük şeylermiş. Bu hayat banka müdürü Seçil Erzan olmaktan daha zormuş. Genel Müdür Hakan Ateş şube müdürü olarak çalıştığım vakitlarda bize, ‘Benim şube müdürlerim kaptanlarımdır. Çıplak ayakla kor üstünde yürür’ sıkıntısı. Ben Şubat ayına kadar korların üstünde yürüdüm. Hiçbir yanlışım olmadı. Ben batmak üzere olan bir geminin kaptanıydım. Dolandırıcı olsam gemi batar ben kurtulurdum” dedi.

“PARALARIN BENDE OLMADIĞINI BİLDİKLERİNE EMİNİM”

Kimseyi aramadığını ve paralarını yatırmaları için ikna etmeye çalışmadığını söyleyen Erzan, “Herkes bana ikna olarak geliyordu. Benden şikayetçi olan herkesle ortak paydamız paradan para kazanmaktı. Bu salondaki herkesin bahsedilen o paraların bende olmadığını bildiklerine eminim. Bakiyelerin birilerinin konutlarında, otomobillerinde, saatlerinde, yurtdışında olduğunu bildiklerini biliyorum” dedi.

“BEN DOLANDIRICI DEĞİLİM BEN DOLANDIRILDIM”

2011 yılında Florya Şube Müdürü olduğunu söyleyen Seçil Erzan, “Çok yeterli bir müdürdüm. Çok çalışkandım. Uzun yıllar orada kaldım. O beşerlerle iş dışında da görüşmeye başladım. Onlar benim ben de onların özel hayatları hakkında bilgi sahibi oldum” dedi. “Ben dolandırıcı değilim ben dolandırıldım” diyen Seçil Erzan, “Benim iradem dışında fon diye bir şey ortaya çıktı. Ben kalkıp da insanların parasını üstüme almadım. Birileri beni dolandırdı. Ben buraya geldim. Bu insanların faiz ismi altında aza tamah etmemeleri beni bu hale getirdi. Şubat’tan sonra baskı altına alındım. Otomobilime GPRS taktılar, rehin aldılar kolumdan saatimi aldılar, önüme mermi koydular” dedi.

“BU BELGEDEKİ BEŞERLER BENİM ETİMDEN SÜTÜMDEN YARARLANDI”

Seçil Erzan savunması sırasında mahkeme liderine, “Bana dolandırıcı dedirtmeyin zira ben kimseyi dolandırmadım. Ben çok korkak bir beşerim bırakın 45 milyon doları bin doları bile kaçıramam. Ben dolandırıcılık yapsaydım cebimde para olurdu. Bu evraktaki herkes benim etimden sütümden yararlandı. Ben yalnızca canımla kaldım. Ben kaçmadım. Gitmedim. Sıkıntı duruma düşen benim, beşerler mal mülk sahibi oldular” dedi.

“FATİH TERİM VERDİĞİ PARADAN ÇOK ÇOK FAZLASINI İSTEMEYE BAŞLADI”

Mahkeme liderinin her şeyi sırasıyla anlatmasını istemesi üzerine Seçil Erzan, “2020 yılından sonra beni tanıyan bir insan parasını çoğaltmam için bana getirdi. ‘Ne istiyorsan onu yap’ diyerek parasını verdi” dedi. Mahkeme liderinin, “Kim bu insan?” diye sorması üzerine Erzan, “Galatasaraylılardan biri” dedi. Erzan Mahkeme liderinin tekrar sorması üzerine isim vermek istemediğini söyledi. Savunmasının devamında bu kişinin Galatasaray’da saygın biri olduğunu ve o periyotta ayrıldığını söyleyen Erzan, “300 bin verdi. Lakin ileriki vakitlarda verdiği paradan çok çok fazlasını istemeye başladı. Hayır diyemedim. Ben de Florya’daki meskenimi ve otomobilimi sattım” dedi. Savunma sırasında mahkeme lideri tekrar ortaya girerek, “Artık herkes kim olduğunu anlamıştır. 300 bin doları veren Fatih Terim mi?” diye sordu. Erzan da, “Evet. Fatih Terim” dedi.

“PARALARINI KENDİLERİ GETİRİYORDU”

Kimseye fon vaadinde bulunmadığını söyleyen Seçil Erzan, “Paralarını kendileri getiriyordu. Son vakitlara gerçek birkaç defa fon ismini geçirdim. Emre Belözoğlu bana Volkan Bahçekapılı’nın referansı ile geldi” dedi. Volkan Bahçekapılı’nın avukatı bunun üzerine, Volkan Bahçekapılı’nın kendisine nasıl ulaştığını sordu. Erzan, “Volkan Bahçekapılı’nın ailesi beni tanır, çok severdi. Oradan bildiği için geldi” dedi. Bunun üzerine Bahçekapılı’nın avukatı tekrar, “Ailesinden kim?” diye sordu. Bunun üzerine Seçil Erzan, “Fatih Terim” dedi.

“KAZANDIRIRKEN SEÇİL’DİM. KAZANDIRAMAYINCA DOLANDIRICI OLDUM”

Para alışverişlerinin birçoklarının bankasındaki odasında olduğunu söyleyen Erzan, “Bankanın her yerinde kameralar var. Görmemeleri mümkün değil. Ben bankadan gizli hiçbir şey yapmadım. Birebir toplulukta olan arkadaşlarımdan da gizlemedim” dedi.

Erzan savunmasın sonunda ise, “Kazandırırken Seçil’dim kazandıramayınca dolandırıcı oldum” dedi. Duruşma öteki sanıkların savunmaları ile devam ediyor.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Galatasaraylı eski futbolcular Selçuk İnan, Emre Çolak, Emre Belözoğlu, Arda Turan, Fernando Muslera ile Buse Terim, Buse Terim’in eşi Volkan Bahçekapılı, eski kulüp tercümanı Musa Mert Çetin ve Emre Çolak’ın kardeşi Emrah Çolak üzere 18 isim şikayetçi olarak yer aldı. Seçil Erzan, Ali Yörük, Asiye Öztürk, Atilla Yörük, Hüseyin Eligül, Kerem Can ve Nazlı Can “kuşkuli” sıfatıyla yer aldı.

2 MİLYON DOLARI ELDEN VERMİŞ

İddianamede, şikayetçi Bülent Çeviker’in Levent Büyükdere Caddesi Şubesi müdürü olarak çalışan kuşkuli Seçil Erzan’ın 31 Mart 2023 tarihinde şahsî inanç münasebetsine dayanarak 2 milyon dolar parayı kıymetlendirmesi hedefiyle elden alarak 3 Nisan 2023 tarihinde 3 milyon dolar iade edeceğini bildirdiğini, bunun karşılığında da alıcıye yazılı bir evrak verdiğini lakin şube müdürüne ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığını, bu durumu bankaya da bildirdiği, banka tarafından araştırma yapılıp Seçil Erzan’a ulaşılmaya çalışıldığı, fakat ulaşılamadığı, bu nedenlerden ötürü Erzan’ın hakkında cürüm duyurusunda bulunulduğu kaydedildi. Banka bünyesinde 2023 yılının Nisan ayına kadar şube müdürü olarak misyon yapan kuşkuli Seçil Erzan hakkında bu evrakta yer alan hareketlere münasebetn olarak “Bankacılık zimmeti” ve “Kaliteli dolandırıcılık” hatalarından soruşturma başlatıldı.

YÜKSEK GETİRİLİ FON OLDUĞUNA İKNA ETTİ

İddianameye nazaran, şubenin 1 Mart 2023 ile 7 Nisan 2023 tarihleri ortasındaki kamera kayıt manzaralarının incelendiği, banka müdürü odasını gösterir toplam 77 adet manzaranın incelendiği ve birebir şahısların farklı günlerde giriş çıkışları tespit edildi. Kuşkuli Seçil Erzan’ın yalnızca özel alıcılerin dahil edildiği, yüksek getirisi bulunan bir fon olduğunu, bu fona Fatih Terim üzere kamuoyunda tanınmış isimlerin de dahil olduğunu söyleyerek müşteki Bülent Çeviker’i bu fona para yatırması için ikna ederek kandırdı. Bülent Çeviker’in hesabındaki 2 milyon 198 bin doları eşi İnci Çeviker’in çekerek birebir gün Seçil Erzan’a teslim etmesi için kuşkuli Ali Yörük’e teslim etti. Kuşkuli Erzan’ın uydurma olarak üç adet banka kaşesi ve kendi ıslak imzası bulunan geçersiz dokümanları oluşturup müştekilere verdi. Bu evraka ise bankada müdür muavinsı olarak çalışan Asiye Öztürk de ıslak imza attı. Banka Teftiş Konseyi Ön İnceleme Konseyi Raporunda kuşkuli Erzan’ın kuşkuliler Ali Yörük ve Atilla Yörük’e vakit vakit müştekilerden elde ettiği paraları taşımada yardım ettiği ve paraya gereksinimi olduğu vakit tefecilerden para bulma konusunda muavin olduklarını söyledi. Seçil Erzan’ın telefonunda kuşkuli Ali Yörük ile yazışmalarının bulunduğu, Ali Yörük’ün “Müdür ne yapıyoruz” dediği, Seçil’in “Benden haber bekleyin” diye yanıt verdiği tespit edildi. Kuşkuli Asiye Öztürk ise sözünde bilmediği dokümanları imzaladığını ikrar etti. Kuşkuliler Seçil Erzan, Asiye Öztürk, Atilla Öztürk ve Ali Yörük’ün başından saygınlıken fikir ve aksiyon birliği içerisinde devinim ederek iştirak halinde müştekileri dolandırdıkları ve özel evrakta sahtecilik hatalarını işlediği anlaşıldı.

ARDA TURAN: “BU OLAY BENİ ÇOK YIPRATTI”

Şikayetçi Arda Turan ise Seçil Erzan’ın kendisini sık sık arayıp bunaltması üzerine bahsettiği fona yatırması için evvel 3 milyon doları elden verdiğini, Erzan’ın kendisini “Bu fona kim ne kadar yatırdıysa ona nazaran çıkar sağlayacak, bu bir faiz değil’ diyerek kandırdığını söyledi. 13 milyon 900 bin doları elden verdiğini, kendisinin de 6 milyon 400 bin doları geri ödediğini, kendisine banka kaşeli ve ıslak imzalı doküman verdiğini belirterek “Yıllardır çalışıp kazandığım bütün paramı emeğimi Seçil Erzan beni kandırarak yok etmiştir. Çok üzgünüm, bu olay beni çok yıprattı. Bütün birikimim bir anda gitti” dedi.

EMRE BELÖZOĞLU: “TÜM BİRİKİMİMİ KANDIRARAK ZİMMETİNE GEÇİRDİ”

Şikayetçi Buse Terim Bahçekapılı tabirinde, Seçil Erzan’ın kendisine halasının oğlu Terim Arıcan aracılığıyla ulaştığını, 20 civarında sağlam kişinin dahil olduğu yüksek getirili fon olduğunu söylemesi üzerine yatırım gayesiyle birikmiş 3 milyon 600 bin lirasını gönderdiğini, bu paranın 190 bin dolara çevrildiğini, bu paranın geri ödenmediğini belirtti. Buse Terim’in eşi Volkan Bahçekapılı ise, Emre Belözoğlu’nun kuzeni olduğunu belirterek kuşkuli Erzan’ın yüksek getirili fon olduğunu söylediği, eşi ve Fatih Terim’in de bu fona para yatırdıklarını, kendisinin nakit parası olmadığı için Emre Belözoğlu’na fondan bahsettiğini, Emre’nin kendisine birinci olarak 1 milyon 492 bin doları vererek Erzan’a teslim ettiğini, toplamda 2 milyon 892 bin doları teslim ettiğini, paralara münasebetn rastgele bir dekont da almadığını, sonrasında Erzan’ın kendisine 3 kaşeli evrak verdiğini söyledi. Emre Belözoğlu da Volkan’a verdiği paralara münasebetn toplam da 3 milyon 300 bin dolar fonda alacağı olduğuna dair Erzan tarafından doküman verildiğini söyleyerek “23 yıldır futbolcuyum, 2 yıldır teknik yöneticim. 13 yaşımdan beri aileme bakıyorum. Tüm birikimimi beni kandırarak zimmetine geçirmiştir” dedi. Kuşkuli Seçil Erzan savcılıkça alınan birinci tabirinde, bankadan alakasız olarak kaşeleri kendisinin hazırlayıp imzaladığını, Volkan Bahçekapılı’yı fona katılması için aradığında, “Çok kısa müddetliğine yüksek getirisi olan bir fon var, aman bu konu duyulmasın, Fatih Terim hocanın da fondan haberi var. Sen de girmek ister misin” dediği iddianamede yer aldı. Şikayetçi Nestor Fernando Muslera ise Seçil Erzan tarafından tekraren arandığını, fona para yatırmak üzere ikna edildiğini, kendisine toplam 1 milyon 200 bin dolar verdiğini, 700 bin dolarının iade edildiğini lakin 500 bin dolar parasını ve vaat edilen parayı alamadığını belirtti.

MÜŞTEKİLER TOPLAM 25 MİLYON 770 BİN DOLAR DOLANDIRILDI

İddianamede, 18 müştekinin toplamda 25 milyon 770 bin dolar ve 7 milyon 384 bin lira dolandırıldığı belirtildi. İddianamede, mağdurların kamuoyunda tanınmış atletler, iş adamları, tabip üzere çeşitli meslek kümelerine sahip bireyler olduğu, hepsinin beyanlarında kuşkuli Seçil Erzan’ın kendilerine yüksek kar getirisi bulunan muteber bir fon olduğunu ve tekrar kamuoyunda tanınmış Fatih Terim, Hakan Ateş üzere isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek bu fona para yatırmaya ikna ettiği kaydedildi. Gerçekte bu türlü bir fonun hiç olmadığı belirtilen iddianamede, kuşkuli Seçil Erzan’ın 66 yıldan 216 yıla kadar mahpusu istenirken; diğer 6 kuşkulinin ise 3 yıldan 65 yıla kadar değişen oranlarda mahpusları istendi.

ZİMMET HATASINDAN TAKİPSİZLİK KARARI VERİLMİŞTİ

Seçil Erzan ve bankanın kimi yöneticilerinin de ortasında bulunduğu 11 kuşkuli hakkında ise bankacılık zimmet hatasından yazılı müracaat kaidesinin Bankacılık Seviyeleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) gerçekleşmediği belirtilerek takipsizlik kararı verilmişti